|
|
|
STRESİ YİYEREK YENEBİLİRSİN
Çikolata yerine meyveyi tercih edin. Kalsiyu mun yanı sıra kepek, çavdar, baklagiller gibi magnezyum içeren yiyeceklere ağırlık verin.
Stresin önüne geçmek için yanlış alışkanlıkla rın değiştirilmesi gerektiğini belirtilerek, çikola ta yerine meyve tüketilmesi önerildi. Bu konuda yayınlanan bilimsel bir yazıda, besleyici madde eksikliğinin ve çok miktarda kafeinle şekerin si nirleri iyice bozduğu ifade edilerek, bunun da vücudun savunma sistemini ve direncini zayıflattığı kaydedildi. “Doğru beslenme, stresli za manların üstesinden gelmenin en güzel yoludur” denilen yazıda şu görüşlere yer verildi: Bunun için yanlış alışkanlıklardan vazgeçilmesi gerek mektedir. Sabahları vücudun enerji deposu yok tur. İnsanlar yataktan kalkınca biraz hassas, alın gan, sinirli ve dikkatsiz olurlar. Bu yüzden sa bahları çok iyi kahvaltı yapılmalıdır:”
Fazla kahve tüketiminin, kalp çarpıntısına ve huzursuzluğa, daha sonraları da uykusuzluğa, yol açtığına dikkat çekilen yazıda, aşırı kahve tü ketiminin hassas insanlarda korkuya ve endişeye neden olduğu, bunun için de günlük kahve tüke timinin azaltılması gerektiği vurgulandı.
Altın öneriler
Strese karşı çikolata yerine meyve tüketilme sinin önerildiği yazıda, şunlar kaydedildi: “Çiko latanın aşırı alınması, kan şekerini alt üst eder. Şeker miktarı önce artar, daha sonra hemen dü şer. Sonuçta yorgunluk ve tatlılara karşı istek ortaya çıkar. Buna karşılık meyve daha yavaş enerjiye dönüşür ve kan şekerinin dengesi bozul maz. Fazla miktardaki ve yağlı içeceklerden, uyku ilacı etkisi yaptığı ve bağışıklık sistemini zayıflattığı için uzak durulmalıdır. Fazla alkol, gün boyunca baş ağrısı yanında, dikkatsiz ve unutkanlık yapar.”
Anti-stres maddeler
Stresten, korunmak için anti -stres maddeler olan kalsiyumun yanı sıra kepek, çavdar, bakla giller ve ayçiçeği gibi magnezyum içeren yiye ceklere ağırlık verilmesi gerektiği vurgulanarak “Beynin kapasitesi için bol meyve ve sebze ye nilmeli. Düzenli meyve ve sebze tüketimi, beyin kapasitesinin azalmasını önlemektedir”
UYKU BOZUKLUKLARINDAN BAZILARI
Uykuda kabus bozukluğu
Bu uyku bozukluğu, korkutucu rüyalarla kişinin uykudan uyanmasına neden olur. Çoğunlukla 3-5 yaş arası çocuklarda görülür.Çocukuykudan korku ve dehşet içinde uyanır, nöbetin sonlanmasıyla uykuya tekrar dalar. Uyandığında rüyasında gördüklerini hatırlamaktadır. Bu bozukluk çocuklarda kendiliğinden geçer.
Uyurgezerlik
Uykunun ilk saatlerinde ortaya çıkar. Ortalama 10 dakika kadar sürer. Uyurgezerlik sırasında kişinin bilinci tam açık değildir, uyandırılması zordur. Nöbet kısa sürer ve kişi olanları hatırlamaz. Bu rahatsızlık da çoğunlukla çocuklarda görülmektedir. Yetişkin kişilerde de nadiren de olsa görülebilmektedir.
Sınav kaygısı
Hiç kuşkusuz öğrencilik yıllarının en stresli zamanları sınav dönemlidir. Sınavlar yaklaştıkça öğrencilerin üzerindeki yük artar. Gerek ailenin beklentileri gerekse öğrencinin kendi sorumluluğu açısından bu yük gittikçe ağırlaşır. Bu kaygıyı yaşayan bir kısım öğrenciler büyük bir gerilim yaşarlar. Kimisi stresten ötürü yemek yiyemez, uyku uyuyamaz, büyük bir korku yaşar. Bu korku zamanla ümitsizliğe, karamsarlığa dönüşür. Öğrenci başaramayacağını ve bunun sonucunda da mahvolacağını düşünür. Okul sınavlarında da yaygın olarak bu ruh hali görülmesine rağmen asıl olarak okullara giriş sınavlarında bu kaygı daha yoğun yaşanmaktadır. Oysa sınavlarda öğrencilerin bilgileri ve çalışma verimleri değerlendirilir. Öğrenciler sınav sonucuna göre iyi ya da kötü diye ya da akıllı veya aptal diye damgalanmazlar. Bu sadece basit bir değerlendirmedir. Elbette ki bu derslere ve sınavlara önem verilmemesi anlamına gelmemelidir. Önem verilmeli, belirli bir heyecan da duyulmalıdır. Ancak strese, kaygıya, gerginliğe gerek yoktur, Öğrenci elinden geleni mutlaka yapmalı, ama ondan sonrasını çok düşünmemelidir. Çoğu öğrenci bunu düşünmekten dikkatini verip sınava iyi çalışamaz. Başaracak gücü olduğuna inanmalıdır. Bu tür kaygıların başarısını çok olumsuz etkileyeceğini düşünüp bundan vazgeçmelidir.
DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUKLARINDAN BİRİ
Kleptomani
Bu bozuklukta kişi çalma isteğine karşı koyamaz ve gittiği yerlerden sürekli bir şeyler çalar. Kimi zaman çaldığı eşyadan vazgeçerek sezdirmeden geri götürebilir veya objeyi gizleyebilir.
Kleptomanide kişinin çaldığı objeler genellikle değerli şeyler değildir. Kişi bunları ihtiyacı olduğundan değil, sadece çalmak için çalar. Çoğu kişinin çaldığı nesneyi satm alabilecek kadar parası da vardır. Fakat yine de böyle bir anormallik içine girer. Bu kişiler çalma eylemini önceden planlamazlar ve eylem sırasında başkalarından yardım almazlar. Kendilerince yakalanma riski olmadığını düşündükleri bir anda yaparlar. Çalma nedenleri öfke ve intikam duygusu ile bağlantılı değildir.
Aslında vicdanı gelişmiş, mantık örgüsü oturmuş, dengeli, akıllı, ruhen sağlıklı bir insan çalmanın ahlaken, dinen ve mantıken yanlış olduğunu hemen anlar. Kendisini bu şekilde küçük düşürmez. Böyle bir şeyi aklından dahi geçirmez. Fakat doğruları yanlışları oturmamış, vicdan mekanizması gelişmemiş, kendi üzerinde denetim sağlayamamış, öz güveni olmayan bir insanın bunları yapması beklenir. Şayet ruh sağlığının önemi kavranırsa ve sağlıklı bir ruha, dengeli bir akla özenilirse zaten bu tip problemlere zemin hazırlanmamış olacak, bu tür rahatsızlıklara yol açan etmenler ortadan kalkacaktır
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|